Bir zamanlar Afrika'da kayip bir sehri aramakta olan
arkeologlar, beraberlerindeki esya ve yükleri, hayvanlarin ve yerlilerin
yardimi ile tasiyarak uzun bir yolculuga çikmislar.
Kafile zor doga kosullarinda, balta girmemis ormanlarin
içinde ilerleyerek, nehirleri, çaglayanlari geçerek yolculuga günlerce devam
etmis.
Fakat günlerden bir gün yerlilerin bir kismi birden
durmuslar. Tasidiklari yükleri yere indirmisler ve hiç konusmadan beklemeye
baslamislar. Ulasmak istedikleri yere bir an önce varmak isteyen batili
arkeologlar bu duruma bir anlam veremeyip, zaman kaybettiklerini ve bir an önce
yola devam etmeleri gerektigini anlatarak, yerlilerin neden durduklarini
ögrenmek istemisler.
Fakat yerliler büyük bir suskunluk içinde sadece
beklesiyorlarmis. Bu anlasilmaz durumu yerlilerin dillerinden anlayan rehber
onlarla bir süre konustuktan sonra su sekilde ifade etmeye çalismis:
.... çok hizli gidiyoruz. ruhlarimiz geride kaliyor...